KORKULARINIZDAN KURTULMANIN YOLU DÜŞÜNCELERİNİZİ DİSİPLİNE ETMEKTEN GEÇİYOR
Bu haftaki blog yazımı, neredeyse hayatımızı tamamıyla şekillendiren, bizi biz yapan, kaderimiz üzerinde çok büyük etkisi olan korku, kaygı ve endişelerimiz üzerine yazmak istedim.
Korku ve endişeler bizim hayat standardımızı düşüren, başarıya ulaşmamızı etkileyen, insanlarla olan iletişimimizi sıkıntıya sokan, ciddi anlamda sağlık sorunları yaratan kısaca hayatımızı her anlamda hem aile , hem özel, hem de iş olarak sıkıntıya sokan, hayatımızı kabusa döndüren bilinç altı kayıtlarımızdır.
Bu korkular bizim bilinçli olarak geliştirdiğimiz, bilinçaltımıza kodladığımız programlar elbette ki değildir. Bizim bir suçumuz ya da eksikliğimiz de değildir. Bunlar atalarımızdan itibaren genetik kodlarla gelebileceği gibi doğduğumuz andan itibaren çevremiz tarafından bize öğretilmiş, bilinçli ve bilinçdışı alınmış ve kodlanmıştır. İnsan öncelikle kendinde tanımadığı hiç bir duygu, davranışı veya alışkanlığı ile başa çıkamaz. Başa çıkması için tanıması veya bilmesi yeterli midir? Elbette değildir. Nasıl ve ne şekilde başa çıkabileceğini de çok iyi bilmesi gerekir. Her zaman söylediğim bir şey de bilmek yetmiyor. Bilmek ve bilgelik arasındaki fark gibi, biliyor ama uygulamıyor ve yapmıyorsanız bu sadece bilmektir, bilgelik ise bildiğimizi yapıyor olduğumuzdur.
Evet en baş korkularımızdan biri ile başlayalım.
1* DEĞERSİZLİK KORKUSU; Bu korkuyu besleyen bir çok alt korku, his, kaygı ve endişeler vardır. vardır. Bunlar; kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu, acı çekme korkusu, dışlanma korkusu, red edilme korkusu, çaresizlik, acizlik korkusu, aşağılanma korkusu, aldatılma, sevilmeme korkusu, takdir edilmeme ve onaylanmama korkusu gibi;
2* GÜÇSÜZLÜK KORKUSU; Bu korkuyu besleyen alt korkular, his, kaygı ve endişelerimiz ise; parasızlık korkusu, yokluk korkusu, kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu, bağımlı olma korkusu, hastalık korkusu, acı çekme korkusu, çaresizlik korkusu, bırakamama korkusu, değişimden korkma korkusu, kontrolü bırakma korkusu, kabul edilmemek korkusu gibi,
3*SUÇLANMA KORKUSU; Bu korkuyu besleyen alt korkular, his, kaygı ve endişelerimiz ise; hata yapma korkusu, başarısızlık korkusu, insanları üzme, incitme korkusu, yetersizlik korkusu, kendini ifade edememekten korkmak gibi,
4*YALNIZLIK KORKUSU; Bu korkuyu besleyen alt korkular, his, kaygı ve endişelerimiz ise; kaybetme korkusu, hastalık korkusu, dışlanma, red edilme korkusu, ayrılıktan korkma korkusu, bırakamama korkusu, terk edilme korkusu, sevilmeme korkusu, kabul edilmeme korkusu, değişimden korkmak, insanları incitmek ve üzmekten korkmak, yetersizlik korkusu, aldatılma korkusu
5*ÖLÜM KORKUSU; Bu korkuyu besleyen alt korkular, his, kaygı ve endişelerimiz ise; acı çekme korkusu, ölüm sonrasını bilmemek, cehennem korkusu, sevdiklerinden ayrılma korkusu, yok olma, hiçlik korkusu gibi,
Aslında yukarıda sıralamış olduğum tüm bu korkularla birlikte en büyük korkularımızdan biri de GELECEK KORKUSU dur. Gelecek kaygı ve endişesidir, gelecekte ne olacak, işim olacak mı; ev sahibi olabilecek miyim; param olacak mı, muhtaç olur muyum, eşim beni aldatır mı, çocuklarım bana sahip çıkar mı; ya yalnız kalırsam gibi saymakla bitiremeyeceğimiz derecede kaygı, endişe dolayısıyla bu kaygı ve endişelerin yarattığı büyük korkulara sahip olarak yaşarız.
Hep söylenen bir şey vardır, anı yaşa ya da anda yaşa, bu o kadar kolay mıdır? Elbette değildir. Bunun için zihinsel bir çaba gerekir, zihni disipline etmek gerekir çünkü zihni başıboş bırakırsanız sürekli gideceği yer olumsuz düşüncelerdir. Neden zihin olumsuz düşüncelere gider, olumluları düşünmek varken derseniz, ben, zihnimizin bizi koruma altına alma iç güdüsünden kaynaklandığını, başımıza gelebilecek en kötü şeylere karşı tedbirli olma iç güdüsünden ve tabi küçük yaştan itibaren bize öğretilenlerden kısacası öğrenilmiş çaresizliğimizden kaynaklandığını düşünüyorum.
ZİHNİMİZİ NASIL DİSİPLİNE EDERİZ?
Öncelikle sürekli ne düşündüğümüzün farkında olacağız. Biz daha çok olumsuz, kaygı ve endişe verice şeyler mi düşünüyoruz, yoksa olumlu pozitif bize huzur verici güzel şeyler mi düşünüyoruz? Gün içerisinde sık sık düşüncelerimizi takip edeceğiz. Düşüncelerimiz tohumdur ve ne düşünce ekerseniz onun duygusuna, hissiyatına dolayısıyla da davranış ve alışkanlıklarına bürünürsünüz.
Belirli bir süre yaklaşık 1 hafta gibi düşüncelerimizi izledik ve biz daha çok endişe kaygı dolayısıyla korku yaratan düşüncelere sahip isek zihnimizi disipline etmemiz gerekiyor demektir. Bunun için sizlere çok mu çok basit evde kendi başımıza uygulayabileceğiniz bir teknik vereceğim.
NLP ve Koçluk eğitimlerimde verdiğim bu teknik uygulandığı takdirde yüzde yüz başarılı sonuçlar vermektedir.
Öncelikle günde en az 5 kez 1 dakikadan başlamak üzere sadece ve sadece tek bir objeye odaklanmanızı istiyorum. Örneğin bu obje bir bardak, bir çatal, bir kalem yani sıradan bir obje olsun ve o objeye başlangıçta en az 1 ila 2 dakika arasında odaklanın. Odaklanın derken o objeden başka hiçbir şey düşünmeyin zihninizi, düşüncelerinizi sürekli o obje üzerinde tutun. Zihniniz başka bir şeye kaydığı an tekrar o objeye getirin. Gitgide bu odaklanma süresini dakika dakika 10 dakikaya kadar artırın. İnanın bunu başardığınızda hem zihninizi istediğiniz an istediğiniz şeye odaklayabilir hem de olumsuz kötü düşüncelere dalmaktan kurtulabilirsiniz. Bunu çocuklarınıza da rahatlıkla uygulayabilirsiniz.
İnsan düşünen ve öğrenen bir varlık, önemli olan ne düşündüğümüz ve ne öğrendiğimiz. Biz aslında düşündüğümüzüz. Bununla ilgili endişe, kaygı verici düşünceler bizi yorduğu gibi enerjimizi de emer ve sürekli negatif enerjide oluruz. Düşüncelerimizi değiştirmediğimiz sürece iyileşmemiz mümkün olmayacak bilakis hastalıklarımız gitgide artmaya başlayacaktır. İnsan her şeyden önce kendini tanımalı, kendinde olumsuz gördüğü her türlü düşünce, duygu ve davranışının farkına varmalı. Farkına vardığı bu olumsuz düşünce, duygu ve davranışlarını da değiştirmek yerlerine olumlularını koymak için sürekli çareler aramalıdır.
Şayet kendi başınıza başa çıkamayacak derecede olduğunu düşünüyorsanız, hastalığa dönüşmeden önce mutlaka KOÇLUK VE NLP gibi günümüzde çok etkin olan teknik ve yöntemleri uygulayan KİŞİSEL GELİŞİM alanında uzmanlaşmış KOÇ ve EĞİTMENLERDEN destek almalısınız.
Nuran Özsöz