Sizde eğer sebebini tam olarak bilmediğiniz halde, yaşamdan hiç bir keyif almıyorsanız, acı çektiğinizi düşünüyorsanız, yaşamla mücadele edecek güç ve takati bulmakta zorlanıyorsanız en önemlisi de hiçbir şey sizi mutlu etmiyorsa, mutluluğu tamamen dış etkenlerde arıyor ve alkol, sigara, cinsellik vb bağımlılıklar yaşamınızda varsa çok büyük bir duygusal boşluk içerisinde olabilirsiniz.
Duygusal boşluk, genellikle ilişki problemi olarak nitelendirilse de aslında bundan çok daha fazlasıdır. “Hayal kırıklıkları, zorlu bir çocukluktan kalan acılar ve o acıların sizde saklı kalan duyguları, başarısızlıklar, stres ve anksiyete, maddi ve manevi yıkımlar, ayrılık vb” hepsi bu duruma yol açabilir.
Kısacası duygusal boşluk; sizi içinizdeki “sizden” ayıran duygusal bir memnuniyetsizlik, hayattan tam anlamıyla hiç bir tat ve keyif almama halidir.
Peki bu durumdan nasıl kurtulabiliriz. Yapmış olduğum tüm araştırmalar şunu gösteriyor ki öncelikle böyle bir duruma maruz kaldığımızı, bunu yaşadığımızı, bu hali kabul etmekten başka bir çaremiz olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Bu durumu kabullendikten sonrada bununla nasıl mücadele edebiliriz noktasında aşağıdaki önerileri dikkate almanızda büyük fayda olacaktır.
- Yalnızlıktan korkmayın
Duygusal boşluk, yalnızlık hissiyle oldukça alakalıdır. Vakaların büyük kısmı ve aynı zamanda insanları en çok acıtan kısmı kendilerini yalnız, yanlış anlaşılmış ve hatta dışlanmış hissetmeleri, etrafındaki insanlardan destek alamadıklarını hissetmeleri ve aile üyeleriyle hiçbir zaman güçlü ve mutlu bağlar kuramamalarıdır. Bu kişisel dinamiklerden herhangi biri memnuniyetsizliğe, yalnızlığa ve kaybolmuşluk hissine neden olabiliyor.
Bu acıyı iyileştirmenin bir yolu, içinizdeki “siz” ile tekrar iletişime geçmektedir.
Hayatınızın aşkı olduğunuzu ve en iyi arkadaşın kendiniz olduğunu anlamalısınız. Herkesten önce siz saygı, değer ve kalbinizde yatan şefkati, merhameti hak ediyorsunuz.
Yalnızlığın tadını çıkaramayanlar ne yazık ki bu yalnızlığı gidermenin yolunu hep başkalarında arıyor. Dolayısıyla sağlıksız ruh hali ile kurulan ilişkiler daha büyük hüsranla sonuçlanıyor. Kişi, o kişiden bu kişiye gezerken daha çok yoruluyor, daha çok yıpranıyor ve içindeki o boşluk yani kendisiyle olan o kopukluk daha da büyüyor. Bu yüzden yalnızlıktan, yalnız kalmaktan korkmamalı tam tersi kendimiz ile en iyi şekilde barışık, dost ve mutlu yaşamanın yollarını bulmalı ve keşfetmeliyiz. Unutmamamız gereken şu ki birliktelik sadece tenlerin değil, ruhların, enerjilerin, duyguların ve zihin yapılarının da uyuşmasıdır. Sağlıksız bir ruh halinde asla sağlıklı insanları bulamayacağınızdan yüzde yüz emin olabilirsiniz. Diyelim ki çok şanslısınız, buldunuz, bu takdirde de onun değerini ve onun doğru insan olduğunu içinde bulunduğunuz o ruh hali ile anlamanız imkansız olacak ve doğru insanı da kendinizden uzaklaştıracaksınızdır.
- Sizi acıtan şeylerden uzaklaşın.
Duygusal boşluk bir şeyin eksik olması demek değildir. İyileşmemiş bir yara, omuzlarınızda ağır bir yük de buna sebebiyet verebilir. Öncelikle Sahip olmadığınız bir şeyin eksikliğini duymadığınızı anlamalısınız ve kendi ruh halinizi iyileştirmek için ihtiyacı olan her şeye sahip bir birey olduğunuzun farkına varmalısınız. Bunun içinde öncelikle kendinizle daha iyi iletişim kurmayı, kendinizi dinlemeyi öğrenmelisiniz.
Sizi rahatsız eden şeyi, sizi acıtan kişiyi ve sizi neyin mutsuz ettiğini, hayattan bu kadar neyin sizi soğuttuğunu bulmalısınız. Kendiniz ile ilgili neyi ve kimleri sevmediğinizin farkında olun. ( Güvensizlikleriniz, korkularınız, takıntılarınız, sizi inciten ve yaralayan, enerjiniziz tüketen kişiler, her ne ise hepsinin farkına varın)
İnanın, içinizdeki “sizin” karanlık taraflarıyla iletişime geçmek, ilk adım ve en doğru adım olacaktır. Tabi ki sonra da en doğru şey size zarar veren ve duygusal boşluğa sebep olan şeylerden uzaklaşmanız olacaktır.
- Zihninizin sesini kapatın.
İçinizdeki “siz” sizi özgür olmaktan alıkoyan kompleks zihin sesleriyle dolu. Özgürlüğünüz ve özünüz duvarlar arasına hapsolmuş.
Bu ses “yapamam”, “cesaret edemem” ya da “yaparsam herkesi hayal kırıklığına uğratırım” cümleleriyle dolu. İçinizdeki bataklıktan gelen bu sesi kaptın. Kendi önceliğiniz kendiniz olun ve özgürlüğünüzü geri verin.
Özgüveninizi artırın ve duygusal boşluğunuza ışık ve güven getirin.
- Ruhunuza çiçek ekmek için kimseye ihtiyacınız yok
Hayatımızın yarısını boşluklarımızı doldurmak için birisini beklemekle geçiririz. Ruhumuza çiçekler getiren birini isteriz ve elimizden tutup bizi mutluluğa ve doygunluğa götürmesini bekleriz. Ancak bu romantik tablo ne yazık ki yetersiz ve sağlıksızdır. Hiç kimse sizi tam hissettirmek ya da sizi kendinizden kurtarmak zorunda değildir. Kendini kurtarmak ve bakmak zorunda olan kişi sizsiniz. Yapabileceğiniz en iyi şey her gün kendi mutluluğunuzu yaratmaktır. Kendi ruhunuzun içinde bir bahçe kurun ve istediğiniz insan olun. Duygusal boşluktan ancak bu şekilde kurtulabilirsiniz.
- Fiziksel sağlığınıza dikkat edin.
Düşüncelerinize ve davranışlarınıza dikkat etmeniz gerektiğini biliyorsunuz. Pozitif, gerçekçi ve cesur bir düşünme şekli duygusal boşluğu ortadan kaldırmak için en iyi yoldur. Zihninize dikkat etmenin yanı sıra, sağlığınıza, vücudunuza ve kalbinize de dikkat etmelisiniz.
- Günde 8 saat uyumayı asla ihmal etmemelisiniz.
- Her gün en az yarım saat yürümelisiniz.
- Rahatlama yöntemlerinden meditasyon, yoga, nefes den en az birini mutlaka öğrenmelisiniz.
- Bol sıvı, meyve ve sebze tüketmeyi asla ihmal etmemelisiniz.
- Her güne ılık limonlu su ile başlayabilirsiniz.
- Ve tabi mutlaka kilonuzu kontrol altında tutmalısınız.
Her ne yapıyorsanız tadını çıkararak yapın. Anın tadına varın. Dün, dünde kaldı, gelecek meçhul, boşuna kaygıya kapılmayın. Sadece anda yaptıklarınızın lezzetine ve tadına varın.
Nuran Özsöz
Profesyonel Koç ve Terapist