Ergenlik; insan hayatında bedensel büyümenin çok hızlı olduğu ve duygusal dalgalanmaların yoğun olarak görüldüğü bir evredir. Çocukluktan erişkinliğe geçiş kapsayan fırtınalı bir dönemdir. Ergen, ne çocuk ne de yetişkindir. Kimliğini belirlemeye çalışan bir bireydir.
Nasıl kozadan çıkan tırtıl ne kozadaki biçimine ne de kelebeğe benziyorsa aynı biçimde ergen de ne erişkin ne de çocuk olan, kimliğini belirleme savaşı içinde olan bireydir..
Onlar her işlerini kendilerinin yapabileceğini, yardıma ihtiyaçları olmadığını söyleseler de, bu dönem YARDIMA ve USANDIRMAYAN İLGİYE en fazla ihtiyaç duydukları dönemdir.
BU DÖNEM YAŞAMLARININ EN FIRTINALI VE EN DEĞİŞKEN DÖNEMLERİDİR. Bu dönemde hem kendileriyle hem de çevreleriyle büyük bir çatışma halindedirler.
Ergenlikte ilkokul çağındaki uyumlu, dengeli çocuk yerine oldukça kuruntulu, güç beğenen, tedirgin ve çabuk tepki gösteren bir ergen gelir. Duygular çok çabuk iniş-çıkışlar gösterir. Derslere ilgi azalabilir. Bu nedenle anne-babalar bu dönemde çocuklarını tanıyamadıklarını hatta çocuklarının yerine sanki başka birinin geldiğini söylerler.
ERGENLERİN RUHSAL ÖZELLİKLERİ
Bencilleşebilir. İstekleri artar. Asi olur, konan kuralları saçma bulur ve uymaz. Akşamları eve geliş-gidiş saatini saçma bulur. Kendine tanınan hakları az bulur. Gürültülü müziğe bayılırlar. Süse ve giyime düşkünlük gösterirler. Uzun boy-kısa boy özellikle de kilo sorun olmaya başlar. Erkekler kızlara, kızlar erkeklere ilgi duymaya başlar. Odalarına kapanıp yalnız kalmak isterler. Yanlarında kardeşlerini bulundurmak istemezler. Tersleyip uzaklaştırırlar.
Duygular çabuk iniş-çıkışlar gösterir. Aniden sevinir, üzülür ve sinirlenebilir. Tepkileri önceden kestirilemez. Derslere ilgi azalabilir, çalışma düzeni bozulabilir. Telefon tutkusu başlar. Arkadaşlarıyla uzun uzun ve gizli konuşmalar başlar. Telefonun, bilgisayarının karşısında saatlerce oturabilir. Büyümek için sabırsızlansalar da birden çocuksu davranışları bırakamazlar. Bu dönemde ergen, anne-babasının çelişkili davranışlarıyla iyice bocalar. Örnek; bi yandan kardeşine sataşan ağabeye babası “Utanmıyor musun koskoca adam oldun?” derken bi yandan da maça gitmek istediğinde “Sen daha o kadar büyümedin tek başına gidemezsin” der.
BU DÖNEMDE ERGENDEN BEKLENENLER
Kendi kimliklerini oluşturma, aileden bağımsızlığı kazanma, iyi arkadaş ilişkileri geliştirme, derslerde başarılı olup kendi geleceğini hazırlama, bedenlerinde meydana gelen hızlı değişime uyum sağlama, çocukluktan çıkıp yetişkin duyuş, düşünüş ve davranışlarını kazanma.
ERGENLİK DÖNEMİNDE 3 ALANDA DEĞİŞİKLİK GÖZLENİR
1. Bedensel; 2. Duygusal (Psikolojik); 3.Sosyal değişimler.
BEDENSEL DEĞİŞİMLER; Boy uzaması hızlanır, kemik ve kasların uzaması ile ağırlık artar. Hızlı büyüme ile vücut orantısı bozulur. Kollar ve bacaklar ve yüz uzar. Vücutta yağlanma(kızlarda daha fazla)olur.
Tüm bu değişimler gence çeşitli kaygılar ve telaş yaşatır. İlgi ve dikkatin kendisine yönelmesine neden olur. Çok çeşitli ve çelişkili duygular yaşamaya başlar.
Kendi kendine ben kimin? Kime benzemeliyim? Başkalarına nasıl görünmeliyim? Bende ki değişimi fark ediyorlar mı? Beğeniyorlar mı? Vs…Bu sorulara verdiği cevaplar olumlu ise rahatlar, olumsuz ise karamsarlaşır ve öfkeli ve huzursuz olur, sert ve saldırgan davranır ve bazen de içine kapanıp çevreden saklanır.
BEDENSEL KAYGILARIN SONUCU; İdeal olanla kendi vücudunu karşılaştırır, ilgisi bedenine yönelir. Herkesin onun bedenindeki değişikliklerle çok ilgili olduğunu düşünür. Beğenilip beğenilmediğini merak eder. Boyuna göre kilolu olduğunu düşünebilir. Ayna karşısında saatler geçirebilir. Ne giydiği onun için artık çok önemlidir. Beslenme konusunda farklı tutumlar ortaya çıkabilir.
Sakarlık ve buna bağlı olarak kendini küçümseme görülür. Cinsel dürtüler uyanmaya başlar ve karşı cinse ilgi uyanır. Bedensel enerji daha çok büyümeye yöneldiği için zihinsel gelişme yavaşlar. Ders çalışmada isteksizlik, başarıda düşme gözlenir. Genç anne-baba ile inatlaşır, direnişe geçer, eleştirir. Aileden uzaklaşır, arkadaşları önem kazanır.
PANİĞE GEREK YOK! Yeni bir tip meydana geliyor. Ancak bu durum ergende hayal kırıklığına neden olabilir. Bedensel değişimin artması bir takım fizyolojik rahatsızlıklara neden olabilir. (bel ağrıları, bacak ağrıları) Ayrıca cinsiyet özelliklerini erken kazanmak ya da kazanamamak kızlarda ve erkeklerde kaygı durumlarını oluşturabilir. İşte ergenlerdeki bu fizyolojik değişimler davranışlara yansır…
Bu dönemde genç fizyolojisine dikkat etmeli değişiklerle birlikte paniğe kapılmamalıdır. Bu dönemde yağlanma fazla olduğundan(özellikle kızlarda) yemeği kesmek yerine abur cubur yemekten kaçınılmalı fakat kesinlikle diyet yapılmamalıdır. Ayrıca bu dönem terlemenin en çok olduğu dönemdir. Bunun için sık sık yıkanmak, iç çamaşır ve giysileri sık değiştirmek, temiz vücuda temiz giysiler giymek gerekmektedir. Ergenlik gelişimiyle ilgili sorular ve sorunlarda danışman öğretmenlere, gerektiği takdirde Psikolojik Danışman veya Doktora da başvurulmalıdır.
DUYGUSAL-PSİKOLOJİK DEĞİŞİMLER
Duyguların yoğunluğunda artış, duygularda istikrarsızlık, aşık olma, çekingenlik, aşırı hayal kurma, tedirgin ve huzursuz olma, yalnız kalma isteği, çalışmaya karşı isteksizlik, çabuk heyecanlanma, otoriteye karşı direniş, kendilerine olan güven duygusunun azalabilmesi.
ERGENLERDE BELİRGİN DUYGU ve DAVRANIŞLAR
Sevme, korku, kaygı, üzülme ve hayal kırıklığına uğrama, öfke ve kızgınlık. Her söylenene müdahale etme, yüksek sesle konuşma, gülme, ağlama asabileşme, bağırma, itme, kakma, argo, küfür, yalan söyleme.
SOSYAL DEĞİŞİMLER Arkadaşlarıyla geçirdiği zaman artar.
Arkadaş grubu önem kazanır ve arkadaşlarının söylediği şeyler eskisinden çok daha önemli hale gelir. Giyimi ve davranışları yönüyle arkadaşlarına benzemeye çalışır. Karşı cinse ilgi artar ve karşı cinsle arkadaşlık kurmak çok önemlidir. Kimlik arayışı içine girer. Bu nedenle gruplara yönelme görülebilir. Dikkat çekmek amacıyla farklı davranışlar sergileyebilir.
ERGENLERİN ŞİKAYETLERİ
Anne-babası tarafından eleştirilmek, sağlık durumları ile çok ilgilenilmesi, evde temizlik konusunda titiz davranılması, bir konunun çok uzatılması, aşırı şekilde nasihat edilmesi, üstlerine çok düşülmesi, anne-babanın onu anlamaması,
akşamları eve geç gelmeye izin verilmemesi, evde azarlanması, anne-babasının her şeyini öğrenmek istemesi, anne-babası tarafından dağınık olduğunun söylenmesi, okuldaki ders başarısının eleştirilmesi, ailesinin ona baskı yapması, anne-babasının yanında tartışması
ANNE-BABALARIN ŞİKAYETLERİ
Hırçınlaştı. Ders çalışmıyor. Sorumluluk duygusu yok canım sıkılıyor diyor. En küçük isteklerini bile sert bir dille ifade ediyor. Kardeşlerini kızdırmaktan zevk alıyor. Okuduğunu anlamıyor gibi durgunlaştı, dalgınlaştı. Çabuk karamsarlığa kapılıyor
Ara sıra hiç yoktan huzursuzlaşıyor, sert karşılık veriyor. Aşırı derecede alıngan. Oyuna ve eğlenceye çok düştü. Olur olmaz şeye ağlıyor. Evde huysuz, dışarıda ise çok sıkılgan. Her istediğini yaptırmak istiyor. Aşırı süsleniyor.
Derslerinde başarılı, hiç sorun çıkarmayan bir çocuktu. İki kez okula gitmemiş, arkadaşları ile gezmiş. Sorunca yalan söyledi. Bu davranışı bizi çok şaşırttı. Çok harçlık istiyor, çok geziyor, eve girmek istemiyor. Banyoya sokamıyoruz, ellerini yıkatamıyoruz. Saçlarını kestiremiyoruz. Son derece asi ve hırçın olmaya başladı. Başına buyruk olmak istiyor. Dayak, kötü söz, tatlı söz hiçbiri fayda etmiyor. “Siz bana karışamazsınız” diyor.
ÇÖZÜM BASİT: KOŞULSUZ SEVGİ-SAYGI + ETKİN DİNLEME
Anne-baba olarak ortak tutum sergileyin.
Duygu ve düşünceleri abartmadan, azaltmadan, olduğu gibi, ben dili ile ortaya koyun. Bazen yetişkin, bazen çocuk gibi davranarak çelişki yaratmayın. Kıyaslamayın. Başarısızlıklarında kendilerinden kaynaklanan nedenleri görmelerini sağlayın.
Başarısız olunca onu küçümsemeyin. Başarılarını ödüllendirin. Başarısızlığını yenebileceğine inanmasını sağlayın. Bizim zamanımızda diye başlayan cümlelerden uzak durun. Çok uzak vaatlerden uzak durun. Şimdiyi ve şimdi’den konuşun. Onu cesaretlendirin. Olumsuz sonuçlarda hayatın sonu olmadığını söyleyin. Özel desteğe ihtiyacı olduğunu hissettiğinizde, biraz bekleyin. Kendisi üstesinden gelemiyorsa devreye girin ve destek verin.
Onu şaşırtın. Kızacağınızı düşündüğü bir durumda kızmayın, sadece paylaşın. Dinleyin. Olumlu model sunun. Görmek istemediğiniz hiçbir davranışı göstermeyin. Kapasite üstü hedeflere zorlamayın. Kendi heyecan ve endişelerinizi ona yansıtmayın. Yaptığınız fedakarlıkları başına kakmayın. Tehdit unsuru olarak kullanmayın.
Yargılamadan önce olumsuz davranışların nedenlerini araştırın. Ona hissettirmeden kontrol edin. Odasına meyve götürmek gibi…..Kaybeden yok prensibini benimseyin. Her iki tarafın da anlaşabileceği çözümler bulmaya çalışın. Arkadaş çok önemlidir. Bu konuda baskı yapmayın. Özür dileyin, tutamayacağınız sözler vermeyin.
Masa başında çalışmasını sağlayın (3 saatten az çalışmaması için yönlendirin).Telefon ve bilgisayar haberleşmelerinin zaman çalıcı olduğunu anımsatın. Fikirlerine saygı gösterin. Karı-koca sorunlarında taraf olmak zorunda bırakmayın. Onu sevdiğinizi belli edin. Söyleyin. Sık sık sarılın, öpün.
LÜTFEN ÇOCUĞUNUZU DİNLEYİN…Anne baba olmak çocuğunuzu eleştirmek ve önyargılı olmak demek değildir. Anne baba olmak çocuğunuzla sürekli konuşmak ve ona nasihat etmek demekte değildir, lütfen çocuğunuzu etkin bir şekilde dinlemeyi öğrenmelisiniz. Anlaşıldığına ve dinlendiğine inanmayan bir çocuk ailesi ile iletişi keser.
Ona bakarken, ceza verirken şunu hatırlayın:
“Bu dünyada daha değerli bir şeyiniz yok. Amacınız onu incitmek değil. Eğitmek. Öyleyse kullandığınız yöntem yıkıcı değil yapıcı olmak zorunda!!!”
Nuran Özsöz
Psikolojik Danışman Koç & Eğitmen